Türkiye’de yaz tatillerinin başkenti olsa da asla deniz, güneş ve kum üçlüsünden ibaret olmayan Türkiye’nin en renkli ve en turistik noktalarından biri Antalya…

Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan şehirde, tarihi ve kültürel gezileri sevenlerin dolu dolu bir tatil yapabileceği antik kentler, müzeler ve tarihi alanlar da bulunuyor. Ilıman iklimi, geniş kumsalları ve masmavi sularıyla Antalya, doğanın birçok mucizesini gözler önüne seriyor.

 

Antalya Hakkında Kısa Kısa

  • Türkiye’nin en kalabalık 5. şehri.
  • Yüzölçümü olarak Türkiye’nin 6. büyük ili.
  • Güneyinde Akdeniz, batısında Muğla, kuzeyinde Burdur ve Isparta, kuzeydoğusunda Konya, doğusunda ise Karaman ve Mersin ile komşu.
  • Türkiye’nin en çok antik kente sahip ili. Likyalılar, Lidyalılar, Pamfilyalılar, Bergamalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlıların hakimiyetindeydi.
  • Ülkemizde turunçgillerin başkenti konumunda.
  • 2015 itibariyle nüfusu 2 milyon 288 bin 456 kişi.
  • G-20 zirvesine ve Expo 2016’ya ev sahipliği yaptı.

 

1. Kaleiçi

  Antalya gezilecek yerler listenizin ilk sırasında olan Kaleiçi, şehrin tarihinin izlerini taşıdığı için oldukça önemli bir bölge. Geçmişi günümüze bağlayan en somut yapılardan olan tarihi evler, sadece mimarileriyle değil o dönemdeki insanların yaşam şekillerini, davranışlarını, gelenek ve göreneklerini yansıttıkları için de büyük önem taşıyor.

Bölgenin geneli denize açılan sokakları, Osmanlı döneminden günümüze kalan evler sayesinde görkemli bir görünüm kazanıyor.

Yığma taştan inşa edilen evler, sahiplerinin maddi durumlarına göre farklılık gösterse de ortak özellikleri çok. Hem sokak cephesi hem de sokağı görmeyen bir bahçeleri bulunan bu evlerin üst katında cumba bulunuyor. Zemin katta bahçelere açılan taşlıklar, taşlıklarda ise ağaçtan yapılmış kanepeler bulunuyor. Evlerin zemin katı depo, mutfak gibi alanların bulunduğu yer iken üst katlar yaşam alanı olarak kullanılıyordu.

Kaleiçi’nin dar sokaklarında bulunan birçok ev, aslına uygun olarak restore edilmiş. Günümüzde eğlence mekanlarının, restoranların, hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu bir tarihi turizm merkezi konumunda olan Kaleiçi’ne gitmişken Hadrianus Kapısı (Üç Kapılar), Yivli minare ve Eski Limanı da mutlaka görün.

2. Hadrian Kapısı

Roma İmparatoru Hadrianus’un M.Ö. 130 yılında kenti ziyareti sırasında inşa edilmiş olan Hadrian Kapısı, Antalya’nın antik dönemlerini yansıtan en önemli eser olarak gösteriliyor.

Kaleiçi yakınında yer alan kapının üzerindeki heykeller zamanla kaybolsa da Latince yazılmış kitabesi varlığını korumuş. Bir zamanlar kenti çevreleyen surların bir parçası olan yapının Korint üslubundaki mermer sütunları, oyma ve kabartma tekniğiyle yaratılmış işlemeleriyle göz alıcı duruyor. 

 

 

 

 

3. Yivli Minare

Kentteki ilk İslam dönemi eseri olan Yivli Minare, Bizans kilisesinin camiye çevrilmesi için 13. yüzyılda Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ın emriyle inşa edilmiş.

Arka tarafında bulunan külliyeye de adını veren 45 metre yüksekliğindeki minarenin dışı, firuze renkli çinilerle süslenmiş. Kentin sembolü konumundaki 8 yivli yapıdaki geziniz bittikten sonra kuzeyinde yer alan ve günümüzde güzel sanatlar galerisi olarak kullanılan Zincirkıran Türbesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.

Aya Yorgi Kilisesi

Kaleiçi’nde bulunan 5 Ortodoks Rum kilisesinden biri olan Aya Yorgi Kilisesi, Antalya’nın mutlaka görmeniz gereken tarihi yapıları arasında yer alıyor. Şehrin yakın dönem tarihine ışık tutan yapısıyla 1920’li yıllardaki nüfus mübadelesinin ardından uzun süre depo amaçlı kullanıldı. 1991’den itibaren 2 yıl süren restorasyon dönemine giren kilise, boş kaldığı yıllarda harap bir haldeydi. Restorasyon sonrasında Kaleiçi Müzesi’nin sergi salonu olarak hizmete açılmış.

 

4. Düden Şelalesi

Kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Düden Şelalesi, Düdenbaşı denilen yerde yüzeye çıktıktan sonra 2 kola ayrılıyor. Bu 2 koldan özellikle “Yukarı Düden” olarak adlandırılan kısım, zengin bitki örtüsü ile çevrili huzurlu ortamı sayesinde adeta cenneti andırıyor.

 

 

 

 

 

 

 

5. Antalya Arkeoloji Müzesi

Konyaaltı’nda yer alan Antalya Arkeoloji Müzesi, kentin İtalyanlar tarafından işgal edildiği dönemde bölgeye gelen yabancı arkeologların tarihi eserleri yağmalamasını engellemek için Süleyman Fikri Erten önderliğinde 1922 yılında kurulmuş.

Kentin tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteyen gezginlerin Antalya gezilecek yerler listelerine ekledikleri mekânların başında gelen müzenin farklı temalarla oluşturulmuş salonlarında 5 bine yakın eser sergileniyor.

Çevredeki antik yerleşkelerden getirilen buluntuların incelenebildiği kültürel tesis bünyesindeki çocuk bölümünde ise antik dönemlerden kalma oyuncaklara yer veriliyor.

 

 

6. Antalya Aquarium & Fear Trophy

Konyaaltı Plajı’nın doğusunda yer alan Antalya Aquarium & Fear Trophy, 2012 yılından beri Antalya’ya gelen doğa tutkunu gezginlere keyifli anlar yaşatıyor.

30 dönüm arazi içerisine kurulmuş olan akvaryumun her gece kar yağdırılan Kar dünyası ve Buz Müzesi ile barındırdığı dev örümcekler, rengârenk canlılarla tropik bir macera sunan WildPark isimli 2 bölümü bulunuyor.

Tesisin 4 temaya ayrılmış, toplam 7,5 milyon litre su hacimli akvaryumlarında ülkemiz denizlerinde ve tropikal sularda yaşayan pek çok canlıyı görebilir, düzenlenen aktivitelere katılarak onları besleyebilirsiniz.

 

 

7. Kurşunlu Şelalesi

1986’da tabiat parkı statüsünde koruma altına alınmış olan Kurşunlu Şelalesi, orman örtüsüyle çevrelenmiş 2 kilometrelik bir vadi içerisinde yer alıyor. Antalya-Isparta yolunun 24. kilometresindeki yol ayrımından 7 kilometre kadar içeride bulunan doğal güzellik, en yükseği 18 metreden akan 7 küçük şelaleden oluşuyor.

Görsel açıdan büyüleyici olan bu şelalelerin oluşturdukları göletlerin etrafı restoran, kafe, çocuk parkı gibi keyifli zaman geçirebileceğiniz alanlarla çevrelenmiş. Düden gibi bu şelale de fotoğraf çekmek için ideal.

 

 

 

 

8. Konyaaltı Plajı

Lara ile birlikte kentin merkezinde denize girebileceğiniz iki popüler alandan birisini oluşturan Konyaaltı Plajı, Falezler’den Antalya Limanı’na kadar uzanan 7 kilometrelik sahil kesimini kaplıyor.

Bu uzun sahil kesiminin 4,5 kilometrelik kısmı plaj olarak yerel halkın ve tatilcilerin denize girebileceği şekilde düzenlenmiş. Doyasıya deniz keyfi yaşayabileceğiniz, “Mavi Bayrak” ödüllü plajın çevresinde yemek yiyebileceğiniz ve konaklayabileceğiniz pek çok tesis bulunuyor.

Plaj ayrıca antik devirlerde Termessoslular’ın kurduğu liman kenti Olbia’nın kalıntılarına ev sahipliği yapıyor.

 

 

 

9. Myra Antik Kenti

Demre ilçesinde bulunan Myra Antik Kenti, Likya Birliği’nin 6 büyük kentinden biriydi. Bugünkü Demre Çayı’nın (Myros Nehri) batısındaki kanal ile ulaşım sağlanıyordu. Aziz Nikolas’ın piskoposluk yaptığı yer olarak ünlenen antik kentin tarihi M.Ö. 5. yüzyıla dayanıyor. Şehrin en önemli yapısı ise tahmin edileceği gibi St. Nikolas Kilisesi… Maalesef 1034 yılında Arap akınları nedeniyle yıkılan kiliseyi günümüzde görebilmek mümkün değil.

 

 

 

 

 

10. Phaselis Antik Kenti

 Phaselis Antik Kenti, M.Ö. 7. yüzyılda kurulmuş. Uzun süre Likya’nın doğu kıyısının en önemli limanı olan kent, Roma İmparatorluğu’nun zamanında da bu özelliğini korumuş.

Alanı içerisinde Antalya’nın en güzel plajlarından birini barındıran yerleşimin ortasında heybetli bir cadde yer alıyor. Limanları dışında Agora, Tiyatro, Hadrian Su Yolu Kapısı gibi kente görebileceğiniz en önemli yapıların kalıntıları bu cadde üzerinde bulunuyor. Antik kentte gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucundan gün yüzüne çıkartılan eserlerin bir kısmı, Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

 

 

 

11. Aspendos Antik Tiyatro

M.Ö. 10. yüzyılda Akalar’ın kurduğu antik kent, Antalya’nın Serik ilçesinin Belkıs Köyü’nde yer alıyor. M.S. 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen 12 bin kişilik amfi tiyatrosuyla ünlü olan kent, yanında bulunan Köprüçay ve üzerinde bulunduğu ticaret yolu nedeniyle önemli bir konuma sahipti. Romalı Zenon tarafından inşa edilen tiyatro, günümüze ulaşabilen sahneler arasında en eski tarihlere dayananlardan biri.

Tiyatrodan sonra görmeniz gereken en önemli kalıntı su kemerleri. Kuzeydeki dağlardan su taşıyan su kemerleri, 1 km’lik uzunluğa sahip. Dönemin mühendislik becerisine şahit olmak adına mutlaka yakından görmenizi öneriyoruz.

Agora, tiyatro, hamam, sarnıçlar, stadyum gibi yapılardan oluşan antik kentten günümüze pek çok tarihi yapı ulaşmış. Her yıl yerli ve yabancı pek çok turisti ağırlayan kentte, tiyatro ve konser gibi etkinlikler gerçekleştiriliyor. 

Kendi adına para bastıran ilk Anadolu şehirleri arasında bulunan Aspendos, efsaneye göre Truva Savaşı’ndan sonra Pamphylia’ya gelen koloniciler tarafından kuruldu. Tarih boyunca çok kez işgal edilen Aspendos, bir süre Büyük İskender’in egemenliğinde kaldı ve en parlak dönemini Romalılar zamanında yaşadı. Selçuklular döneminde kervansaray olarak kullanılan kent, Atatürk’ün isteğiyle restore edildi ve halka açık hale getirildi.

12. Termessos Antik Kenti

Antalya’nın 30 kilometre kadar kuzeybatısından bulunan Termessos Antik Kenti, deniz seviyesinden 1.150 metre yükseklikteki konumu sayesinde hem geçmişte düşman akınlarından hem de günümüzde modern insanın yarattığı olumsuz etkilerden kendisini başarıyla korumuş.

Büyük İskender kuşatmasına karşı Termessosluların gösterdiği güçlü savunmayla anılan şehir, Pisidya bölgesinde Milyas olarak anılan bölümde konumlanıyor. Kenti Anadolu’nun en eski halklarından Solym’lerin kurduğu biliniyor. Bizans döneminde ve sonrası hakkında hiçbir şey bilinmiyor.

 Kentin son yerleşimcileri Romalılar olmuş. Milli park içerisinde kalan antik kentte pek çok önemli yapısı, detayları anlaşılabilecek kadar iyi durumda.

 

 

13. Köprülü Kanyon

Dünyanın en ünlü rafting parkurlarından birisi olan Köprüçay’ın bulunduğu Köprülü Kanyon, adını üzerine inşa edilmiş yapılardan almış. Manavgat İlçesi sınırları içerisindeki kısmı 1973’te milli park ilan edilen kanyon, zengin bitki ve hayvan çeşitliliğinin yanı sıra barındırdığı tarihsel değerlerle de tatilcileri kendisine çekiyor.

Su sporlarının yanı sıra doğa yürüyüşlerinden hoşlananlar için de ideal olan bölgedeki tarihsel kalıntılar Selge Antik Kenti’ne ait. Kanyona yakın konaklamak için Beşkonak ve Karabük köylerindeki tesisler arasından seçim yapabilirsiniz.

 

 

 

14. Perge Antik Kenti

Antalya’nın tarih ve portakal çiçeği kokan antik kentlerinde zamana yolculuk yapmaya doyamayanlardansanız, sıradaki kentimizi anlatmaya başlayalım: Perge!

Antalya’nın 18 km doğusunda, Aksu ilçesi sınırlarında bulunan kent, Bergama’da başlayıp Side’de sona eren antik yol üzerinde yer alıyor. Aksu (Kestros) Nehri, kentin coğrafi konumunu oldukça değerli kılan bir unsurdu. Döneminde toprağı verimli hale getirmesi ve şehir içi ulaşımı sağlaması bakımından önemini uzun süre korudu. Şehrin nehre verdiği önemini sikkelerinden, kabartmalarından ve Akropolis’in eteğindeki anıtsal çeşmede yer alan Nehir Tanrısı heykelinden anlamak mümkün.

Makedonya kralı Büyük İskender, ordusunu Lykia’dan Pamhylia’ya göndermiş, kendisi de yakın komutanları ile kıyı şeridini izleyerek Perge’ye ulaşmış. Araştırmalara göre hiçbir kaynakta Perge şehri ile Makedonya ordusu arasında bir savaştan bahsedilmediğinden, şehrin savaşmadan Büyük İskender’e teslim olduğu düşünülüyor.

İ.S. 1. yüzyıldan itibaren tüm Anadolu’nun en düzenli Roma kentleri arasında sayılan Perge’de yapılan kazılar sonucunda önemli buluntular elde edilmiş, tüm bunlar Antalya Müzesi’ne devredilmiş. Dünyanın en zengin Roma Dönemi heykel müzeleri arasında bulunan Antalya Müzesi’ne mutlaka uğramanızı öneriyoruz.

Büyük İskender şehri aldıktan sonra her biri yarım tonu bulan taşlarla sur duvarları inşa ettirmiş. Pergelilerin İskender’e hiç direnmeden şehri vermelerinin nedeni olarak şehri koruyan surların olmaması tahmin ediliyor. Antik kenti gezmeye bu anıtsal sur duvarları boyunca yürüyerek başlayabilirsiniz.

Su kanalı, sütunlu cadde, gözetleme kulesi, Roma hamamı, agoralar, çift kapılı dükkanlar, 12 bin kişilik anıtsal tiyatro, zemini kaplayan mozaikler ve at nalı şeklindeki stadyumu görmeden Perge Antik Şehri’nden ayrılmayın.

15. Manavgat Şelalesi

Kent merkezi ile arasında 80 kilometrelik uzaklık bulunan Manavgat Şelalesi, doğal güzelliği ile gezginler arasında popüler hale gelmiş. Yüksekliği az; ancak geniş bir falezden dökülen şelale, barındırdığı olanaklarla ziyaretçilerine doğa ile iç içe tatil geçirebilecekleri ideal ortamı sağlıyor.

Rafting ve safari gibi aktivitelerle keyifli saatler geçirebileceğiniz bölgeye giderseniz, piknik alanlarını mola için kullanabilirsiniz. Farklı genişlikte 2 şelalenin bulunduğu doğa harikası alanda uzun süre vakit geçirmek içinse kamp kurabilirsiniz.

 

 

 

 

Antalya’da Gezilecek Diğer Yerler

Antalya gezilecek yerler yazısı boyunca şehir merkezinde ve çevresinde gezip görmeniz gereken en önemli yerler hakkında bilgiler paylaştık. Eğer Antalya seyahatinizde zaman sorununuz yoksa Antalya gezilecek yerler listenize şu yerleri de ilave edebilirsiniz:

  • Karain Mağarası
  • Hıdırlık Kulesi
  • Olmpos Antik Kenti
  • Antalya Oyuncak Müzesi
  • Xantos – Letoon Antik Kentİ
  • Likya Yolu
  • Oymapınar Gölü
  • Saat Kulesi
  • Kesik Minare
  • Yat Limanı
  • Atatürk Evi
  • Aktur Lunapark
  • Suna İnan Kiraç Kaleiçi Müzesi